31 Temmuz 2008 Perşembe

Kayıp...

Bir gün kafanı kaldırıp bakarsın uzaklara. O zaman fark edersin erişemeyeceklerini. Yalnızlık canını yaktığında anlarsın kendi dünyana dalıp kaybettiklerinin değerini. İç çekersin. Keşke sözcüğünü mırıldanırsın farkında olmadan. Keşke bazı şeyleri zamanında görebilseymişsin, kaybetmeden değerini bilseymişsin. Hayatında ilk defa pişmanlığın keskin acısını hissedersin. Canın öyle bir yanmıştır ki sığamazsın yerlere göklere. Bir zamanlar neşeyle bir ismi sayıklayarak atan kalbin şimdi acı verir ve sen onun atışında o derin yarayı hissedersin.

Düşünürsün. Hayatın gidişatına o kadar kaptırmışken kendini birden o büyülü rüyadan nasıl uyandığını düşünürsün. Oysa her şey yolundaydı dersin. Sanki bin bir mücadeleyle kurduğun hayallerini birkaç sözcük yıkıvermiştir. Mücadele mi? dersin. Ben hayallerim için hiç savaşmadım ki! Anlarsın ki aslında hayallerini yok eden o birkaç sözcük değil kendinsin.

Çaresizsindir. Düşündükçe gökyüzü, yıldızlar üstüne gelir. Ah.. dersin. Ne yapıyordur acaba şuan? Kabul etmek istemezsin ama biliyorsundur ki onu hala deli gibi sevmektesin. Özlem duygusu tüm benliğini sarar biran.

Korkarsın. Sevgini, özlemini dile getirmekten, kaybettiklerinden, pişmanlıktan korkarsın. İlk defa yalnızlıktan üşürsün. Titreyen parmaklarının arasından düşen sigaran rüzgârla savrulurken karşındaki yakamozlarda sanki anıların canlanmaktadır. Gülümsersin. Birden kalbine saplanan acıyla tekrar kendine gelirsin. Salak herif !! dersin salak, sahip olduğun lütfü seni hayata bağlayan tek nedeni kaybettin sen, elinin tersiyle ittin hem de..

Kendini denize atasın gelir yapamazsın. İki damla gözyaşı süzülür yanaklarına. Elindeki biradan bir yudum daha içer ve gökyüzüne bakarsın; bu ömür onsuz nasıl geçer!!!….


080731

Hiç yorum yok: